30 Mayıs 2010 Pazar

Patates Baskı


Senin sokak krizini önlemek için pazar öğleden sonra patates baskısı yapmak geldi aklıma ... Şu sıralar uyanır uyanmaz dışarı çıkmak istiyorsun cimcime... Çok ta sıcak olduğu için en azından biraz daha sıcak çekilene kadar evde seni oyalamak çok zor oluyor... Daha önce de denemiştik patates baskı ama sen daha küçüktün , tam olarak anlayamadığın ve uygulayamadığın için sıkılmıştın hemen ama bu kez çok hoşuna gitti.

İlk önce beraber yaptık ben boyadım , sen kağıda bastın... Biraz kendin boyadın , iyi çıkmayınca baskı sinirlendin güzel olmadı diyerek... Ama sana söylüyorum daha çok boya sürmen gerekiyor diye , dinlemiyorsun ki anneyi hiç ...

İlla ki bildiğin gibi yapacaksın :))

Kelebek ve kalpleri beraber yaptıktan sonra , sana bıraktım herşeyi kendi başına yaptın... Ben olmayınca çokta güzel boyuyorsun , bol bol boya kullanarak... Benimle dalga mı geçiyorsun büyüdün de ?

İşte bunlarda senin tek başına yaptıkların , ne güzel ebruli boyamışsın kalbi...



Bugün çok bunaltıcı bir gün , seni biraz serinletmek içinde birde sabah beraber balkon yıkadık , biraz sen , biraz ben beraberce ... Çiçeklere su verdik , bir ara bu çiçekleri de elden geçirmek gerekiyor... Topraklarını falan değiştirmek lazım... Bu aktivite de çok hoşuna gider diye düşünüyorum... Önce gidip çiçek alalım , sonra da beraberce balkondaki saksılarımı bir düzene sokalım... Unutmayalım bunu önümüzdeki günlerde yapalım !!!

Bu arada patates baskı bayağı hoşuna gitmiş senin , dün yine değişik boya yapalım dedin ... Ben anlamadım önce nasıl değişik boya istediğini... Nasıl değişik boya yapalım diye sana sorunca hemen kalıpları odandan alıp mutfağa taşıdın , hazırladım hazırladım diye de bana haber vererek :))  Pazartesi uyku öncesi de yine patates baskısı yaptık , bu kez  tek başına yapmak istedin , ben fazla karışmadım... İşte çıkan sonuç :


* Çiçekler hariç diğerlerini sen boyayıp yaptın , nedense çiçekli olan patatesi benim boyamamı istedin.


Dil Çubuğundan Adam Yaptık

Bu aktiviteyi Kağıt Vs. dergisinde görüp yapmıştık... 2,5 ay önce filan yaptık.... Sana nereleri boyaman gerekiyor gösterdim ve sen beni gerçekten şaşırtarak çok güzel boyadın , çok az dışarı taşırarak... Sonra beraber gözlerini yapıştırdık... Ben bir de ağız yaptım ve bir de burun tabii ki... Şapkasındaki kelebekte Tuğçelerde yaptığımız dil çubuklarından çerçeve yapımı aktivitesinden çerçevemize yapıştırdığımız kelebek... Adamın şapkasını süslemek için kullandık ...


Yine dil çubukları kullanarak yaptığımız birkaç aktivitemiz daha var , daha sonra onları da buraya kaydedeceğim...

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Boncukla Boyama Çalışması


Aslıhan
'ın Çınar ve Yusuf ile yaptığı misketle boyama çalışması çok hoşuma gitti ... Misket bulamadığım için bende evdeki ahşap boncuklarla demeye karar verdim... Zeynep'e hadi seninle değişik bir boyama yapalım dedim. Mutfaktan küçük fırın tepsimi getirip masasının üstüne koyunca şaşırdı... Aldı eline tepsiyi biraz inceledi... Tabağımıza boyalarımızı sıktık ve 4 tane boncuğuda içine attık... Hadi boya bu boncukları dedim... Sonra da içine kağıt koyduğumuz fırın tepsisinin içine attık boyadığımız boncukları ve şimdi en keyifli yerinde... Hadi salla bakalım tepsiyi diye gösterdim... Ama ahşap boncuk olduğu için kolayca yuvarlanmadı tepsimiz de maalesef , gücü yetmedi onları iyice sallamaya minik meleğimin :) Bende yardım ettim ve boncuklar yuvarlanıpta kağıtta şekiller çıktıkça çok hoşuna gitti... Keyifle yaptığı aktivitelerden biri oldu bu boyama çalışması ....


Baktım boncukları tabaktan alıp tepsiye koyarken her yeri boya içinde kalacak aklıma daha önce Zeynep'le bir aktivite yaparız diye aldığım şeker maşası geldi... Hadi boncukları bununla alıp , tepsiye atalım dedim , o da hoşuna gitti... Böylece hem elleri boyayla fazla temas etmemiş oldu hemde minicik parmak kaslarını çalıştırmış olduk....


Bu şekilde 4 kağıt boyadık , gerçekten çok hoşuna gitti... Misket olsaydı daha keyifli olurdu mutlaka... Misket bulunca bu çalışmayı tekrar yapmalı...


25 Mayıs 2010 Salı

Özgürlük Parkı


Bu salı oyun grubumuz Aslıhan-Çınar'lardaydı fakat Aslıhan'ın bir sergi için resim çalışması yapması gerektiğinden buluşmamız gerçekleşmedi.Bende ne zamandır yüksek çıkan açlık kan şekeri mi kontrol ettirmem gerektiğinden salı günü doktordan randevu aldım. Tam hazırlandık Zeyno'la , evden çıkıyorduk Tuğçe aradı. Müsaitmisiniz biz Özgürlük Parkı'na gidiyoruz siz de gelin diye... Doktorda işimiz uzamazsa geliriz dedik ve doktora gittik. Şeker yükleme testi istedi , daha yaptırmadım testi Zeyno'yla zor olur diye... Cuma günü babamızın izin günü , Zeyno'yu babasıyla başbaşa bırakıp ben test yaptırmaya gideceğim , bakalım inşallah sonuçlar normal çıkar , inşallah yoktur bişey!!!
İşimiz 5 dak.da bitince doktorda Özgürlük Parkı'nın yolunu tuttuk Zeyno'yla... İyiki sora sora gitmişiz yoksa ben daha önce babamızla gittiğimiz Göztepe'deki bir parkı Özgürlük Parkı zannediyomuşum , oraya gidecekmişiz yanlışlıkla... Parka girer girmez koşturmaya başladı Zeyno , bir oraya bir buraya... Biz yanımıza arabamızda duran kova-kürek takımlarımızıda aldık , önce Ece-İrem ve sen kumda oynadınız... Tabii her zaman ki gibi sen hemen sıkılıp kaydırakların olduğu yere gittin..Bu arada Ela'da bir ağaç gölgesinde uyudu... Biz evden çıkarken Zeyno'nun şapkasını almayı unuttuğumuzdan Ela uyanana kadar Ela'nın şapkasını taktık güneşten korunmak için... Kaydıraklardan kaydın , kendine arkadaş bulun , elinden tutup kum havuzuna getirdin arkadaşını :) Beraber oynadınız... Zincirlere tırmandın , salıncakta sallandın... Sonra başka birinin bebeğini aldın , onu Ece ve Ela'nın pusetinde gezdirmek istedin , onlarda pusetlerini paylaşmak istemedi tabii ki ve ağlamalar başladı... Tam Ela pusetini vermeye razı olmuşken bu kezde bebeğini aldığın arkadaşın evlerine gidecekleri için bebeğini istedi , tabii sen vermek istemedin ve bir kıyamette bunun için koptu... Zaten uyku saatinde geldiğinden ve koşturmaktan yorulduğundan iyice huysuzlaştığın için arkadaşlarına bile doğru düzgün veda edemeden ağlayarak parktan ayrıldık...

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Oyun Grubu - İrem'lerdeyiz


Geçen hafta İrem'lere gidecektik , tam hazırlandık çıkıyorduk evden ki Meral aradı Tuğçeler gelemiyorlarmış diye Aslıhan'da Altınoluk'a gidecekti zaten yoktu , biz de gelmeyelim o zaman dedik ve evde kaldık... Tabii bu seni çok üzdü , bütün gün İrem diye gezdin ... Nihayet bu hafta perşembe günü İrem'lere gittik... Çok mutluydun arkadaşların ile bulaşacağın için , yine çok güzel bir gün geçirdik...

Meral'in bizim için hazırladığı aktiviteler çok güzeldi... Kağıt tabaklarla tef yaptık hep beraber ... Önce minikler tabakların önde kalacak yüzeylerini boyadılar biraz ... (Boyama işinde bence en başarılı isim İrem , çok güzel kalem tutuyor...) Sonra da tabaklarımızdan bir tanesinin içine deniz kabukları , barbunya ve boncuk karışımlarından koyduk ve diğer tabağıda ona zımbaladık... Tefimiz hazır...


Sonra da bezelye ayıkladık , bu aktivitede de en başarılı isim sendin :) Daha önce bana barbunya ayıklarken yardım ettiğinden antremanlı olduğu için keyifle ayıkladın bezelyeleri , sıkılıncada tabaktan tabağa boşaltmaca oynadın :) Ela sevmedi bezelye işini nerdeyse hiç katılmadı .... Hepsi sıkılıncada kalan bezelyeleri Aslıhan'la beraber ayıklayıp bitirdik...


Aslıhan erken ayrıldı evde misafirleri olduğu için , biz biraz daha kaldık... Ece, Ela ve İrem kovalamaca oynadılar , çok eğlendiler. Sen katılmadın arkadaşlarına , genelde aktiviteler dışında çok katılmıyorsun... Bağımsız olmayı tercih ediyorsun... Bu arada senin sayende kaç tane salatalık yedim o gün bilmiyorum , ama sende çok yedin... Hatta ilk kez kabuklarıyla elma-salatalık yedin ve beni şaşırttın... İremlerde senin iştahın açılıyor :) Daha önce yine İrem'lerde kahvaltıdayken o kadar çok zeytin yemiştin ki ben şaşırıp kalmıştım hatta sana dokunur diye korktuğumdan zeytini kaldıralım dedim ama herkes bişey olmaz yesin diyince bıraktım yedin yiyebildiğin kadar ve o zamana kadar zeytinin çekirdeğini ben çıkarırken o gün kendin çıkarttın ve bu hoşuna gittiği için o kadar çok yedinya zaten :)

*Bugün akşam üzeri markete gittik , kirazlar güzel olunca beraberce poşete doldurduk , eve gelince hemen yıkadım güzelce , akşam yemeğinden sonra yeriz diye ama sen bir tane bile yemedin :( İremlerde olsa yerdin kesin :)

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Makas

.Makas kullanmayı öğrendin , herşeyi kesmek istiyorsun :)) 1 -2 haftadır makas elimizden düşmüyor. 2 hafta önce ben senin için birşeyler keserken kendin kesmek istedin. Makası nasıl tutman gerektiğini gösterdim , biraz da sen kestin ama makas elinden çıkınca tekrar tutamıyordun , yardım istiyordum ama artık kendin çok güzel bir şekilde makası tutabiliyorsun hatta ben bişey keserken hemen kendi makasını getiriyorsun kesmek için , tabii benim kestiklerimide bozuyorsun... Şimdi senin için bişey keserken senden saklamam gerekiyor:) Henüz ince kağıtları tam olarak kesemiyorsun ama biraz daha kalın karton cinsi kağıtarı daha rahat kesiyorsun... Bazen ben tutuyorum sen kesiyorsun , bazen de tek başına kesmek istiyorsun... Sık sık şimdi pratik yapıyoruz makasla... Bayağı ilerlettin , daha hızlı açıp kapatabiliyorsun makasını... Aferin sana :)
Kestiklerini de panona yapıştırıyorsun....

16 Mayıs 2010 Pazar

Kelebekler

Ne zamandır kelebek temalı bir aktivite yapmak istiyordum... Bahar da geldi tam zamanı... Geçen hafta kırtasiyeden aldığım kelebek çıkartmalarını bugün senin odanın camına yapıştırdık beraber... Çok güzel oldu bence ...



Önce yapmak istemedin , çünkü aklında yine su vardı , banyoda bardaklarını yıkamak istiyordun... Sevmedin , istemiyosun dedin ama ben bir kaç tane yapıştırınca gelip elimden aldın , bende bende diyerek... benim çıkartmama izin vermedin , minicik ellerinle tek tek çıkardın ... Taaa yukarı yapıştırmak istedin , cucağına al dedin... Kucağıma aldım , taaa yukarılarada yapıştırdın...



Şimdi camımızda bir sürü kelebekler uçuşuyor , odana bahar geldi güzel meleğim benim...

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Suya kavuştuk...

Suyu çok seviyorsun , bıraksam bütün gün hiç sıkılmadan suyla oynayacaksın ... Ama hep erteliyorduk , havaların ısınmasını bekliyorduk... Hasta olursun diye korkuyordum... Yine de bir fırsatını bulup hep oynadın suyla... İlk önce bardaktan bardağa boşaltmaya başladın daha 17-18 aylıktın... Sonra bişeyler yıkayıp , kurulmayı keşfettin... Çok suyla oynayınca ellerini açıp bana göstererek buruş buruş diyorsun :)) 

Havalar ısındı artık , daha çok su aktiviteleri yapacağız gibi görünüyor... Sen bu kadar sevdikten sonra ... Geçen gün önce bebeğini yıkamak istedin , ben izin verincede bebekler , balıklar herşeyi yıkadın ... Ellerin buruş buruş oluncada yıkamayı bıraktık, tabii sen yine bir kriz yaşadın bırakmamak için... Allahtan krizlerin uzun sürmüyor ...

13 Mayıs 2010 Perşembe

Değişik Park

Ne zamanadır merak ettiğimiz Nezahat Gökyiğit botanik parkına gittik seninle... Giderkende sana seni değişik bir parka götüreceğim dedim ve buranın adı değişik park olarak kaldı... Akşam baban nereye gittiniz diye sorunca değişik park dedin...

Önce ördeklerin yüzdüğü havuza baktık , biraz taş attın suyun içine ... Suya taş atmak yasaktı ama birkaç tane attık... Sonra da nilüfer havuzuna baktık... Yürüyüş yaptık... Papatyalardan topladın biraz ... Sonra da evimize geldik...


Arkadaşlarına haber verdik belki gelirler diye ama Çınar'ın annesi hasta olduğu için , Ela ve Ece'nin de babaları geldiği için , İrem'lerde yeni evlerine taşındıkları için gelemediler...

Birkaç gün sonrada arkadaşlarınla buluşup yine gittik değişik parka , bu kez küçükte bir piknik yaptık , gerçi biz bisküvi dışında bişey almamıştık yanımıza ama aslıhan ve tuğça daha hazırlıklılardı... İlk kez erik yedin bu arada... Ve bizim geçen sefer görmediğimiz çocuk parkının yerini de öğrendik Aslıhan sayesinde... Bolca oynadınız hep beraber... Güzel bir gündü... Uyku sinyallerini vermeye başlayıncada evimizin yolunu tuttuk...

Biz bu parkı çok sevdik , babamıza anlattınca çok güzel diye oda çok merak etti ve daha sonra bir de ailecek kahvaltı yapmaya gittik babanda görsün diye... O da çok beğendi...

Su içmek istedin

Anlamı "su içmek istiyorum"... Yeni kurmaya başladığın bir cümle daha... İstiyorum diyemiyorsun daha , istedin diyorsun.
Su içmek istedin
Elma yemek istedin
Atta gitmek istedin .
Den ( Ben ) yapmak istedin...
Şu birkaç gündür hep böyle cümleler kuruyorsun , çokta tatlı oluyorsun :))

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Başlangıç

Sen doğduğundan beri açmak istediğim blogu nihayet bugün açtım... Aslında doğduğun ilk andan itibaren herşeyi kaydetmek istiyordum ama 2 yıl gecikmeli oldu... Özür dilerim...

Biraz zor bir bebektin yada acemilikten ve tek başınalıktan ben çok zorlandım bilemiyorum , hep biraz daha büyü diye bekledim...Hiçbir şeye zaman bulamıyordum, bloguda hep bu yüzden ertelemek zorunda kaldım...

Şimdi aklımdakileri,daha önce aldığım notlarımı toparlayıp , yavaş yavaş senden fırsat buldukça seninle birlikte yaşadıklarımızı,yaptıklarımızı yazmaya başlayacağım..