28 Aralık 2010 Salı

Oyun Grubu - Bizdeyiz

Bu hafta sıra bizdeydi... Arkadaşların gelmeden yapacağımız aktivite için yıldız şeklinde çubuklar hazırladık seninle...

Önce İrem-Ece-Ela geldiler , Çınarlar daha sonra... Sen çok hırçındın , özellikle İrem'e karşı... kendince sevmekmi istedin anlamadım ama biraz ağlattın arkadaşını... Güya yanağından fıstık alıyorsun ama nasıl alıyorsan hep ağlattın , bir ara saçını çektin... Sonra Çınar'a vurdun... Mutfağınla oynamak istediklerinde mutfağını üstlerine devirdin , ne sen oynadın , ne oynamalarına izin verdin... Seni sürekli gözetim altında tutmak zorunda kaldım , yanından ayrılamadım... Çok şaşırdım , çok üzüldüm böyle davrandığın için ...

Aktivitemize başladık ama senin agresifliğin yüzünden nasıl yaptık , ne yaptık anlamadım... Hiç keyif almadım ben...


Kötü-keyifsiz bir oyun grubu günüydü benim için...

21 Aralık 2010 Salı

Oyun Grubu - Çınarlardayız...


Bu hafta Çınar'larda toplandık... İlk biz gittik... Tuğçe'nin yoğun programından dolayı Ece-Ela ve İrem'i biraz beklemek zorunda kaldık... Bu arada Çınar ve Zeynep beraber takıldılar... Çınar'ın yazlık sandayelerinde oturdular , birbirlerinin sandalyelerine göz diktiler :)) Çınar biraz yüzdü halıda :)) Biraz koşturdular ve arkadaşları geldi... Kapıda karşıladık , Zeynep hepsini öptü tek tek...
Bir ara İrem ağladı , hemen koştuk yanına , Zeynep'in gözler parlayarak bakıyor o sırada , sen mi yaptın dedim ? Evet dedi , ne yaptın dedim ? Fıstık almış yanağından :)) Nasıl aldın benden de al dedim , valla benim ki acıdı , biraz mıncıklayarak aldı... İrem'i çok özlemiş demekki :))

Sonra Çınar arkadaşlarına yılbaşı ağaçlarında asılı olan hediye paketlerini dağıttı... Aslıhan hepsine çorap almış ... Eski çoraplar çıkarıldı ve hemen yenileri giyildi hepsi tarafından :))

Ve haftanın aktiviteleri... Aslıhan 2 aktivite hazırlamış ... İlkinde büyükten küçüğe sıralama yaparak çam ağacı yaptılar , sonra da bir yılbaşı süsü yaptık... Daire şeklinde kesilmiş kartonun üzerine bir fotolarını yapıştırdık ve ortasından delip , hediye paketi ipi geçirdik ... Zeynep yapar yapmaz götürdü Çınarların ağacına astı bizim süsümüzü... Eve gelince de kendi ağacımıza astık...


Aktivitelerden sonra Aslıhan'ın hazırladığı nefis top keklerden ve kurabiyelerden yedik... Zeynep kocaman 2 tane top kek yedi ve bir kutu süt bitirdi ve tekrar süt istedi... Ben hayretler içinde bunu anlatırken kızıma nazar değdirdim herhalde içtiği süt elinden fırladı gitti , halıya döküldü hepsi ... Heryeri de mahvettik ...

Yeme-içmeden sonra Ece-Ela-İrem biraz yazı tahtasında resim çalışmaları yaptı... Çınar ve sen eşlik etmedin...

Bir oyun grubumuz daha keyifle sona erdi ...

*** Her seferinde fotoğraf makinemi unutuyorum... O anların resimlerini çekemiyorum maalesef... Aslıhan - Meral'den alıntı resimleri ekleyebiliyorum...

20 Aralık 2010 Pazartesi

Noel Babalarımız ...

Kartona Zeynep'in ve annenin elleri çizilir ve sonra güzelce kesilir... Şapka olacak kısım anne tarafından belirlenir ve boyaması için Zeynep'e verilir...  Sonra pamukları yapıştırması için anne gerekli yerlere yapıştırıcı sürer... ( Sana yapıştırıcı vermiyorum çünkü öyle bir sıkıyorsun ki her yerimiz yapışıyor , işin içinden çıkamıyoruz... Yapıştırıcı kullanmayı öğrenene kadar böyle ;) ) En son da hangi gözleri yapıştıracağımızı seçip , birlikte  onlarıda yapıştırıyoruz , burnu içinde ponpon kullanıyoruz ... Şapkasının ortasından delip , ağacımıza asıyoruz :)

Zeynep'in eli :


Annenin eli :


*** Senin o minicik elinin yanında benim elim biraz güliver'in eline benzedi :))

19 Aralık 2010 Pazar

Yılbaşı süslerimiz

Yılbaşı ağacımıza süsler yaptık , astık... kendi imalatımız süsleri asıp , seyretmek daha da güzel oluyormuş , biraz daha yapmak lazım bu süslerden , az yaptık ... 2 tane kartanesi , 1 tane de noel ağacı yaptık dil ve çay karıştırma çubuklarıyla... Bu simli olanı ben yaptım , aslında üzerine biraz sim döküp , sen boncuklardan yapıştırcaktın ama simli hoşuma gitti , öyle bıraktık onu... Diğerini de sen süsledin boncuklarla ...


Aslında kar tanelerini uzun zamandır yapmak istiyordum seninle ama bizdeki dil çubukları kalın olduğu için güzel olmuyordu... geçen gün Metro'ya gittiğimizde çay-kahve karıştırma çubuklarından bulup , aldık... Bunlarda çok ince ama neyse bize yetiyor şimdilik...

8 Aralık 2010 Çarşamba

Boş Cd kabından çerçeve...

Boş bir cd kabı bulduk , ince olanlardan... Sonra içine biraz kenarlarından keserek resmini yerleştirdik... Belki bir gün kullanılır diye dikiş çekmecemde bekleyen kurdelamızı çıkardık , cd kabına göre kestik ve kenarlarına yapıştırdık , yine sana bol bol az sık yapıştırıcıyı diye diye ellerimiz  yapış yapış ola ola kurdelaları yapıştırmayı başardık... Birde küçük pomponlar bulduk , senin tokalarından düşmüştü bu ponponlarda... Onlarıda köşelere yapıştırdık... Çerçevemiz hazır...

Çerçevenide giriş kapısının yanındaki kapı otomotiğinin altına asmamı istedin... Baba işe giderken seni öpüp gitsin diye ....

7 Aralık 2010 Salı

Oyun Grubu - İremlerdeyiz

Bu hafta Meral harika aktiviteler hazırlamış sizlere ve ... Önce Noel çorabı yaptık... Meral önceden şablonları hazırlamış , sizlerde süslediniz ... Hepiniz de çok güzel yaptınız... Seninkini gelince kapımıza astık... Sen bu aktivitede bayağı bir oyalandın hatta arkadaşların bitirip koşturmaya başlamasına rağmen sen noel çorabına süsler yapıştırmaya devam ettin...


2. aktivitemiz ise Noel ağacı üzerindeki geometrik şekilleri eşlemekti... Boş olan yerlere uygun şekilleri bulup yapıştırdınız ... Bundada hepiniz çok başarılıydınız, ah bir de şu yapıştırıcının hepsini küçücük kağıda dökmesen , her yerimiz yapış yapış olmasa çok daha iyi olacak...


Sonra Meral'in sizler için yaptığını nefis pastalardan yedik ... Biraz İrem'in oyun odasında takıldınız , sonra Çınar resim yapmak isteyince Ece,Ela ve İrem'de ona katıldılar ama sen salıncakta sallanmayı tercih ettin...


Bir oyun grubumuzda böyle keyifle bitti , ve evimize döndük ...

30 Kasım 2010 Salı

Oyun Grubu - Ece-Elalardayız...

Tuğçe çok güzel 2 faaliyet hazırlamış , keyifle yaptık :)

 
1. Aktivitemiz : Güneş şeklinde kesilmiş sarı kartonun ortasına ulu önder Atatürk'ümüzün resmini yapıştırmak , eve gelir gelmez odanın kapısına astık...

2. Aktivitemiz : Meyve sepeti hazırlamak ... Tuğçe'nin önceden hazırlamış olduğu sepet şeklindeki kartonlara biraz sticker şeklindeki meyveler yapıştırdık , biraz da el yapımı hazırlanmış meyve şablonlarını yapıştırdık... sonra kulplarını zımbaladık... Herkes taktı sepetini koluna poz vermeye başladı sonrasında... Sevgili bende alışkanlık oldu fotoğraf makinemizi unutmak... Bizde eve gelince çekiyoruz fotoğraflarını napalım :)

Ve günün süprizi Tuğçe herkese birer düdük almış , hepiniz  birden öttürmeye başlayınca dayanılacak gibi değildi :))

Biraz kaydırakta kaydınız , kendi aranızda oynadınız , sütler içip , kekler yediniz...

Keyifle geçen bir oyun grubu daha böyle bitti...

10 Kasım 2010 Çarşamba

Turşu yapan Zeynep


Kornişon turşusunu çok seviyorsun , bende hazır turşulardan yemeni hiç istemiyorum ... Dedene bahsetmiştik turşuluk malzemeler çıktıysa alalım diye , o da hemen bulmuş , almış getirmiş...  Bizde kavanozlarımızı yıkadık , turşu suyumuzu hazırladık... Kornişonlarda güzelce yıkandı ve kavonozlara doldurman için önüne kondu...

Oynaya oynaya , inceleye inceleye görevini tamamladın :))

P.s. Ben  bu postu yayınlayana kadar 5 kavanoz turşudan sadece 1 kavanoz kaldı :)) Daha yayınlanmayı bekleyen üstünden aylar geçmiş postlar var !!!! 

7 Kasım 2010 Pazar

Sallanan Sandalye


Ahşap mandallarla bebeğine pek sallanamasada sallanan sandalye yaptık... Mandalları ayırma ve ön hazırlık için mandalların bir kısmını yapıştırma da bana yardım ettin ... Sandalyeye şekil verme ve tamamlama anneye aitti... Sonrasında süsleme da sana :))

Hemen bebeğini  oturttun ve resimini çekmemi istedin tabiki ......



6 Kasım 2010 Cumartesi

Zeynep'in atı


Meraklı minik dergisinin bu ayki sayısındaki faaliyeti yaptık beraber... Önce atın şablonunu hazırladık... Kesme işlemini sen yapmak isyediğin için biraz zor oldu ama neyseki makası bana bıraktın sonra... Beraberce yelesi ve kuyruğunu yapmak için ip bulduk... Kestik , hazırladık ve yapıştırdın... Biraz da az sıksan şu yapıştırıcıyı çok iyi olacak... Sonrada boyadık ve ayaklarını taktık... Bir de oyuncak pony atın var , ikisiyle oynuyorsun birkaç gündür... Anne bak bunlar çiftlikten geldi diyorsun... Odanın halısının üstüne gramafon kağıtlarından seriyorsun , orasıda  atlarının çiftliğiymiş :))


5 Kasım 2010 Cuma

Sirke Gittik...


Carrefour'da kurulan Medrano Sirkine gittik... İlk yarım saat ilgiyle izledin , sonrası seni pek ilgilendirmedi , biraz sıkıldın... Bencede çok canlı bir sirk değildi , biraz basitti hatta... Kaplan görmek güzeldi ama, molada küçük bir de kaplan yavrusu dolaştırdılar seyirciler arasında... Birde akrobatik gösteriler güzeldi... Zaten sende en çok bunlardan etkilenmişsin , birkaç gün evde onlar gibi dans ettin...

Gittiğin ilk sirkten hatıra resimlerimizde bunlar :


21 Ekim 2010 Perşembe

Mandal Süsleme


Ahşap mandalları stickerlarla süsledin... Yapışmayan stickerlara kızdın :) 

13 Ekim 2010 Çarşamba

Kaçak var :)

Mini minnacık bir delikti bu ...

Giydiğin çorap delikmiş , dikmem için gösterdin bana... Bende oynama büyümesin yıkadıktan sonra dikerim dedim.... Bir süre sonra baktımki minnacık delik kocaman bir delik olmuş ve bir parmakta dışarı kaçmış :)) O gün bügündür bu çorabı diktirmiyorsun... Böyle giyiyorsun :))

6 Ekim 2010 Çarşamba

1 Güne 2 Aktivite

Aktivite yapalım demeyi öğrendin , ağzından düşmüyor şu günlerde bu kelime... Biz de geçen gün 2 aktivite birden yaptık seninle , önce meraklı minik dergisinde gördüğümüz el işi kağından balıklar yaptık , sonra mavi karton denizimiz oldu... Yaptığımız balıklarımızı yapıştırıp , hem balıklarımızı hem denizimizi süsledik pullarla , en sonda denizimizin altına taşlar yapıştırdık...


Öğleden sonra da dolaşmaya çıkmıştık , kum boyama şablonu aldık... Bu neymiş , nasıl yapılıyormuş diye bakarken başladık yapmaya... Zeynepce bu aktivitenin adı kum dökme ...


İşte sonuç :)

5 Ekim 2010 Salı

Oyun Grubumuz Başladı...

Yaz bitti , oyun grubumuz yeniden başladı... İlk buluşmamız Ece-Ela'lardaydı... Uzun bir aradan sonra yeniden bir arada olmak çok güzeldi...
Sen önce yine biraz çekingen davrandın , oturup bir köşeye biraz gözlem yaptın sonra açıldın dolaşmaya , arkadaşlarınla oynamaya başladın ... Tuğçe sizler için Kuzu Meeee aktivitesi hazırlamış , hep beraber yaptık , artık daha iyisiniz aktivite konusunda , geçen sene siz sıkılırdınız çoğunu biz anneler tamamlardık... Bu ilk buluşmamıza giderken fotoğraf makinemizi unutmuşuz , kuzu meee'nin resmini eve gelince çektik ve kapımıza astık....


21 Eylül 2010 Salı

Son yaz aktiviteleri.... Yengeç Yaptık

365 Cıvıl Cıvıl Etkinlik kitabımıza bakarken gördün  , biz de bundan yapalım dedin , hemen yaptık....


Büyükçe bir parça folyoya yassı bir şekil verdik önce , sonra üstüne tuvalet kağıtları yapıştırdık... Yapışkanlar kuruyunca sen yengecimizin gövdesini boyadın , bende gözlerini ve bacaklarını yaptım.... Gövdesinin boyası kuruyunca da gözlerini ve bacaklarını yapıştırdık...

31 Ağustos 2010 Salı

Dialog....

O kadar çok soru soruyorsun ki bazen verecek cevap bulamıyorum , sonuçta ilginç diyaloglar yaşınıyor aramızda...

Geçen sabah ki çok hoşuma gitti ...

Zeynep : Bu apikilerimi ( Sokak ayakkabıların ) evde giyelim artık ....
Anne : Olmaz sokakta giydiklerimizi evde giyemeyiz..
Zeynep : Altını silip giyelim...
Anne : Olmaz , altları çok pis onların...
Zeynep : Ne zaman giyebiliriz?
Anne : Hiç bir zaman giyemeyiz.
Zeynep : Hiç zaman ne zaman olacak ?
Anne : !!!!???

Cevap yok........ :))


                                        *************************


Bir de kendince kelimelerin var , unutmadan aklımda olanlarıda yazıyım :

Bardak-Fincan kulpları : Tutmak
Şampuan : Saç yıkamak ( Şampuanda diyorsun ama bazen de saç yıkamak diyorsun )


                                        **************************


Markatte alışveriş yaparken raftan ıslak mendil almışsın bana soruyorsun ....

Zeynep : bu kaç liraymış ?
Anne : 3 liraymış , paran var mı onu alacak? ...
Zeynep : Yoç ( =yok ) , almamışım yanıma , evde unutmuşum ...
Anne : :)))

27 Ağustos 2010 Cuma

Denize gittik....


Bir türlü Kaş'a gitmek kısmet olmayınca çok istediğin denize gittik dün... Şile'ye götürdük seni... Ve ilk kez denize girmiş oldun :)) Televizyonda , dergide deniz görünce bizde oraya gidelim diyordun hep... Giderken ve dönerken arabada uyudun , rahat bir yolculuk oldu... Denizdede bol bol kudurdun.... Gerçekten yüzebilecek gibi nasıl atıyordun kendini denize... Aldığımız kolluklarıda inatla takmadın , kolluğa da bilek diyorsun:))  Yaptığımız kaleleri dalgalar bozunca , dalgalara kızdın gelme dalga diye bağırıp , dalgaylada kavga ettin :)) Huysuz cadım benim.... Çok rüzgarlıydı hava , denize girer girmez dudakların mosmor oluyordu , hasta olursan diye korktum ama yine de bol bol yüzdük beraber , bol bol kumla oynadık.... Çok eğlendin , çok eğlendik... İnşallah deden Kaş'tan dönünce bu kez gidebilirsek Kaş'a , orda daha çok eğleniriz ....







17 Ağustos 2010 Salı

Bebek Bezinden kendine ayakkabı yapan Zeynep :))

Belki lazım oluyor diye birkaç tane sakladığım bezlerini bu şekilde değerlendiriyorsun :)) Kendine apiki (=ayakkabı ) yaptın ... Çok ta yakıştı :)))

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Yine Kayseri'deyiz...


3 saat rötarla pazar günü Kayseri'ye geldik... Sabah 6:30 uçağına önce 8:30'da kalkacak dediler ,  ama saat  8:30 olduğunda uçak hala ortada yoktu ... nihayet 9:30'da uçabildik... Bu 3 saat seninle biraz zor geçti ama çok şükür kazasız belasız geldik....


Bu da 3 saatlik bekleyiş sonunda senin sıkıntıdan perişan olmuş halin:))...

Bu da sanırım tuz gölü ....



Daha bir önceki Kayseri yolculuğumuzu yazmadan bir kez daha geldik aleleye (=anneanne) . Geçen ayda dayının düğünü vardı onun için gelmiştik... 25 Hazirandaydı düğün , biz 2 hafta önce gelmiştik... Düğünden sonrada dönmüştük...

İstanbul çok sıcak ve nemliydi , bir de hastalandın tatilede gidemedik ... En azından Kayseri'de hava kuru , akşamda serin oluyor... Terlemiyorsun fazla ... İstanbul'da pişikler çıkarıyordun sıcaktan ... Hem alelenin evine yakın bir sürü çocuk parkı var , bir tanesi de hemen arkamızda... Akşam iniyoruz aşağıya 2 saat oynuyorsun çocuklarla... Aşağıdaki çocukların bisikletine binmek istediğin için sana da bir tanede bisiklet aldım , biraz uyduruk bişey ama bunu bulabildim burda napıyım... Pedalları çeviremesende ayaklarınla ite ite gidiyorsun :)

Bir de geçen ay Kayseri'ye geldiğimizde öğlen uykusunu bıraktın... Uyumuyorsun , yatıramıyorum seni öğlen uykusuna , deli gibi ağlıyorsun ... Akşam da normalden geç yatmaya başladın... Eskiden öğlen uykusu uyumana rağmen en geç 21:30 da uyumuş olurdun , şimdi öğlen uykusuda uyumuyorsun ve 22:30-23:00 gibi uyuyorsun... Tabii ben de çok yoruluyorum.... O yüzden bloguda çok güncelleyemiyorum , gerçi çokta güncelleyecek bişeyler olmuyor... 

Bir de şu sıralar öyle bir asabisin offf sorma gitsin... Mızmız , istediğin olmayınca kendini yerlere atıp ağlıyorsun , bağırıp çağırıyorsun... Bu dönem ne zaman geçecek acaba ??? Hemen geçer inşallah...

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Toka...

Şu toka varya nerdeyse dün ölümüne sebep oluyordu... Yazarken bile ellerim titriyor , o anları yeniden yaşıyormuşum gibi hissediyorum... Dün akşam salata yapmak için mutfağa gittim , o sırada buzdolabından bişey çıkarırken zeytin tabağını düşürdüm ve tuzla buz oldu tabak... Babanı çağırdım camları süpürmesi için , sen de bizim yatak odasında yatakta uzanıyordun... Baban mutfağı süpürdü , süpürgeyi kaldırırken senden tuhaf sesler gelmeye başladı , öğürüyor gibi hemen yanına koştuk ne oldu diye , yatağın üzerinde çırpınıyorsun , bir baktım tokanın parçaları yatağın üzerinde tokanın boğazına kaçtığını anladım , hemen parmağımı soktum ağzına önce alamadım , sonra tekrar soktum parmağımı boğazına kanca gibi yapıp parmağımı çektim tokayı ... İyice boğazına kaçmış , biz mutfağı süpürüken olsaydı belki de seni kurtaramayacaktık , duyamayacaktık sesini... Alla'ım bir daha yaşatmasın böyle şeyler bize ve hiç kimseye ... Öyle korktum ki saatlerce kendime gelemedim...

18 Temmuz 2010 Pazar

Hastalık

Yazın seni hastalandırmada üstüme yoktur herhalde... Geçen cumartesi Hülya'yla optimumda buluşmak için sözleştik. Sende nasıl heycanlısın , hem optimuma gideceğiz , hemde Hülya ile buluşacağız diye... Tam evden çıkarken öyle bir yağmur başladı ki , bardaktan boşalırcasına ... Şemsiyemiz olmasına rağmen arabaya binene kadar biraz ıslandık... Sonra optimumda Hülya ayakkabı bakarken mağazanın kliması çok soğutuyordu , sanırım biraz o çarptı , bir de bir ara pantolanun biraz nemli gibiydi , nasıl ıslandıysa anlamadım... Neyse 4-5 saatlik optimum gezisinden sonra eve geldik , acaip mutluydun ve yerinde duramıyordun... Gece yatmadan tuvalate gitmemiştin , bir ara mıraldandığını duydum , seni tuvalete götürmek için kucağıma aldım , aman allahım cayır cayır yanıyorsun , zaten optimumda üşütmüş olacağından korkuyordum , korktuğum başıma geldi... Hemen ateş düşürücü verdik , tabii panik atan babanın tavırları seni biraz heycanlandırdı , huzursuz etti... Biraz sakinleşince ılık bir banyo yaptırdım sana , biraz da alnına , kol altlarına vs.. soğutma yaptım , uyudun biraz ama inatçı ateş ilacın etkisi geçtikçe yükselip durdu , 2. gün de düşmeyince ateşin doktora gittik , biraz boğazın kızarıkmış... Soğuk alğınlığı için bir şurup , ateşin düşmezse de bir antibiyotik verdi ama 1 gün daha ilaçlarla ateşi düşürmeye çalışmamızı , eğer düşmezse antibiyotiğe başlamamızı söyledi... Çok şükür ki antibiyotiğe gerek kalmadan 2.gün gece ateşin daha uzun süreyle düşmeye başladı , 3. gün de hafif ateşle devam etti ve bitti... İlaçlar bittikten 1 gün sonra da öksürük , hapşırık ve burun akıntısı teşrif etti minicik bedenine , allahtan onuda 1,5 günde atlattık , şimdi iyisin çok şükür...

Geçen sene yazında seni böyle hastalandırmıştım...

Tüm bunlar bana iyi bir ders oldu , bundan sonra nereye gidersem gidiyim mutlaka yanıma yedek kıyatler almayı unutmayacağım... Belki optimumda yanımda yedek kıyatfetler olsaydı ve pantalonun ıslandığında değiştirseydik üşütmeyecektin...

Zor geçen bir hafta oldu...

Sıcaklardan zaten aktivite falanda yapamıyoruz , 1 hafta da böyle geçince iyice sıkıldın...

9 Temmuz 2010 Cuma

Anneyi uff yaptın :)


Koltuğa uzanmıştım sende geldin üstüme oturdun elindede su bardağın var... Biraz oynadın benimle sonra birden bardağı yüzüme vurdun... Yapma bitanem uff olur anne dedim gülerek seninde hoşuna gitti ...Güm bi kere daha geçirdin bardağı yüzüme , öyle bir acıdı ki gözüm çıktı sandım .... Elimi götürdüm acıyan yere kanıyoor... Anneyi de uff yapmayı becerdin :)) Sonra baban yaramı sildi bant yapıştırdı , üzüldün ... Öptün... Bi daha anneye vurma dedin... İyileştimi diye de süreki kontrol ettin... Yaramaz cadı seni :)

6 Temmuz 2010 Salı

İlk kötü düşüş :(

Bugün evde çok bunaldın , öğlen sıcağında dışarı çıkmak istiyorsun , oyalayamıyorum da evde bir türlü seni...
Öğlen uykuda uyumuyorsun artık ....Çok mızmızlanınca  hadi biraz yürüyüş yapalım dedim , gazete alıp eve dönecektik ama ne mümkün seni tekrar eve getirmek... Eve gitmeyelim diye tepinip duruyorsun sokakta 
... Biraz yürüdük , biraz market gezdik  , dondurma aldık sana ...  Yavaş yavaş eve geliyoruz , sen eve gitmemek için mızmızlanırken düştün , neyse ki ilkinde bişey olmadı , sonra tam apartmanın bahçe kapısını açıyordum , sende arkamdaydın , birden bir ağlama sesi , bir döndüm arkama baktım ki yerdesin ... Ağzın toz-toprak içinde , nerene ne oldu anlayamadım , baktım ağzından kan geliyor... Hemen eve geldik , ağlamaktan yıkatmakta istemiyorsun , zar zor yıkadık , üst dudağın kocaman şişti , üstüde sıyrılmış ... Bayağı kötü sürtmüşsün ... Zorlada dudağının üstüne biraz baticon sürdüm ama o kadar da inatçısın ki ağzını açtıramadım saatlerce , içten de şişlik vardı çünkü ... Sürekli de ağlıyorsun , ağrıyor diye... Sonunda seni kucağımda gezdirirken , fotoğrafında gördüğün bebeklik ayakkabını istedin ,  onu verdim de onunla oynarken dudağının içine bakmama izin verdin... İçten de çok fena sıyrılmış.... Dizinde de bayağı bir sıyrık var , biraz da dirseğinde ... Naptın , nasıl öyle düştün anlayamadım valla ... Biraz ağrın geçince nasıl düştün diye sorduğumda ayağım takıldı düştüm dedin ama anlatırken ayağının nasıl takıldığının taklidini de yapıyorsun :) Çok şükür daha kötüsü olmadı .... Çok korktum ama ....

28 Haziran 2010 Pazartesi

Saçlarını Kestirdik

Nerdeyse bir aydır saçlarını kestirmeye uğraşıyorum... Nihayet seni ikna edebildim ve saçlarını kestirmeye gittik... Nasıl mı ikna ettim ?? Geçen sene aldığımız , bu yaz sana küçük gelen sandaletlerini giymek istemen , saçını kestirmek için seni ikna etmeme yetti :))

Saçını kestirmeye onları giyerek gidelim mi dedim , sende kabul ettin... Parmakların sandaletlerin dışına taşşada inatla onları giymek istiyorsun , çok komik görünüyor ayrıca...

Kuaförden içeri girdik güzelce , gayet sakinsin ama seni sandalyeye oturtup , birde önlük takalım dedik ve kıyamet koptu... Hemen sandalyeden indin , kestirmeyelim diye ağlamaya başladın , sağolsun Ergun hemen gidip sana oyuncaklar buldu geldi , sandalyede oturmadığın için peşinde dolana dolana saçlarını kesmeyi başardı...
İyi oldu , çok terliyordun, cansızdıda saçların biraz  ama sanki saçların kesilince bebeklikten çıktın ,büyüdün gibi oldu ... Gitti bebeklik buklelerin :( 

Saçını kestirmeye giderken fotoğraf makinesini almayı unutmuşum , sen ikna olunca öyle bir çıktık ki evden , telefonumu bile almamışım yanıma... O yüzden ilk saç kesimine ait fotoğrafın yok maalesef , gelince evde geçmek istedim fotoğrafını ama nafile... Bir fotoğrafını çektirmedin yahu :))

Zaten son zamanlarda senden fotoğraf makinesini saklar oldum , ne zaman fotoğraf çekmek istesem elimden alıp , sen çekmek istiyorsun... Resim yok o yüzden bu yazımızda....

12 Haziran 2010 Cumartesi

Gazoz kapaklarından duvar süsümüz...


Sevdiğin aktivitelerden biri daha ... Bunu da birkaç ay önce yaptık... Biriktirdiğimiz kapakların içine önce stickerları yapıştırdın , sonra da beraberce kapakları çubuğumuzun üstüne yapıştırdık...  Kapakları sen tek başına yapıştırmak istedin , izin vermeyince biraz mızmızlandın ama sonunda beraber yaptık... Veremem ki  sana daha uhu , bir sıkıyorsun her yer uhu oluyor.

Anne bir de duvara asabilmemiz için iple askı yaptı ,hemen duvarımıza astık... Bu aktiviteyi daha sonra arkadaşlarınla da yaptık...

9 Haziran 2010 Çarşamba

Anneyi çok şeviyosun...

Ne güzel bir cümle , son bir haftadır senden sık sık duyduğum bir cümle... Gözlerimin içine bakıp , anneyi çok seviyorsun diyorsun , sonra bir de kedi gibi yanıma sokulup sıkıca sarılıyorsun :) Allah'ım bana böyle güzel bir mutluluk yaşattığın için şükürler olsun sana...

Ben de seni çok seviyorum güzel bebeğim benim...

4 Haziran 2010 Cuma

Oyun Grubu - Çınar'lardayız

Bu hafta Çınar'lara gittik... Özlemişiz Çınar'ı ve Aslıhan'ı... Aslıhan 2 aktivite hazırlamış...

1. aktivite de makarnaların içine saklanmış metal parçaları , mıknatısla bulmak... Bu aktivite senin çok hoşuna gitmedi ama arkadaşların eğlendi...

2.aktivitemiz ise kitap ayraçı yapmak... Bunun için de Aslıhan ince şeritler kesti şeffaf yapışkanlı rulodan , ve sizin minik ellerinizde bunların üzerlerini kelebekler , güller , melekler,yıldızlar vs.. ile süsledi... İrem'in ısrarla sim dökmek istemesi üzerine , biraz da biz sim döktük yaptığın kitap ayracımıza... İrem'in eline geçirdiği simlerden bayağı bir nasibimi aldım bende :) Sen önceden antremanlı olduğun için bu aktivitede hemencecik yapıştırdın , bitirdin... Sadece kelebekleri seçtin yapıştırdın için, ben birkaç yıldız ekledim sadece .... Çok güzel yaptın , aferin sana :)


Eve gelince'de okuduğum kitabın arasına koyduk ayracımızı :)


Aktivitelerden sonrada önce biraz tera'a çıktık , sonra'da parka indik... Kaydınız , sallandınız , tırmandınız , iyice yoruldunuz :))

30 Mayıs 2010 Pazar

Patates Baskı


Senin sokak krizini önlemek için pazar öğleden sonra patates baskısı yapmak geldi aklıma ... Şu sıralar uyanır uyanmaz dışarı çıkmak istiyorsun cimcime... Çok ta sıcak olduğu için en azından biraz daha sıcak çekilene kadar evde seni oyalamak çok zor oluyor... Daha önce de denemiştik patates baskı ama sen daha küçüktün , tam olarak anlayamadığın ve uygulayamadığın için sıkılmıştın hemen ama bu kez çok hoşuna gitti.

İlk önce beraber yaptık ben boyadım , sen kağıda bastın... Biraz kendin boyadın , iyi çıkmayınca baskı sinirlendin güzel olmadı diyerek... Ama sana söylüyorum daha çok boya sürmen gerekiyor diye , dinlemiyorsun ki anneyi hiç ...

İlla ki bildiğin gibi yapacaksın :))

Kelebek ve kalpleri beraber yaptıktan sonra , sana bıraktım herşeyi kendi başına yaptın... Ben olmayınca çokta güzel boyuyorsun , bol bol boya kullanarak... Benimle dalga mı geçiyorsun büyüdün de ?

İşte bunlarda senin tek başına yaptıkların , ne güzel ebruli boyamışsın kalbi...



Bugün çok bunaltıcı bir gün , seni biraz serinletmek içinde birde sabah beraber balkon yıkadık , biraz sen , biraz ben beraberce ... Çiçeklere su verdik , bir ara bu çiçekleri de elden geçirmek gerekiyor... Topraklarını falan değiştirmek lazım... Bu aktivite de çok hoşuna gider diye düşünüyorum... Önce gidip çiçek alalım , sonra da beraberce balkondaki saksılarımı bir düzene sokalım... Unutmayalım bunu önümüzdeki günlerde yapalım !!!

Bu arada patates baskı bayağı hoşuna gitmiş senin , dün yine değişik boya yapalım dedin ... Ben anlamadım önce nasıl değişik boya istediğini... Nasıl değişik boya yapalım diye sana sorunca hemen kalıpları odandan alıp mutfağa taşıdın , hazırladım hazırladım diye de bana haber vererek :))  Pazartesi uyku öncesi de yine patates baskısı yaptık , bu kez  tek başına yapmak istedin , ben fazla karışmadım... İşte çıkan sonuç :


* Çiçekler hariç diğerlerini sen boyayıp yaptın , nedense çiçekli olan patatesi benim boyamamı istedin.


Dil Çubuğundan Adam Yaptık

Bu aktiviteyi Kağıt Vs. dergisinde görüp yapmıştık... 2,5 ay önce filan yaptık.... Sana nereleri boyaman gerekiyor gösterdim ve sen beni gerçekten şaşırtarak çok güzel boyadın , çok az dışarı taşırarak... Sonra beraber gözlerini yapıştırdık... Ben bir de ağız yaptım ve bir de burun tabii ki... Şapkasındaki kelebekte Tuğçelerde yaptığımız dil çubuklarından çerçeve yapımı aktivitesinden çerçevemize yapıştırdığımız kelebek... Adamın şapkasını süslemek için kullandık ...


Yine dil çubukları kullanarak yaptığımız birkaç aktivitemiz daha var , daha sonra onları da buraya kaydedeceğim...

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Boncukla Boyama Çalışması


Aslıhan
'ın Çınar ve Yusuf ile yaptığı misketle boyama çalışması çok hoşuma gitti ... Misket bulamadığım için bende evdeki ahşap boncuklarla demeye karar verdim... Zeynep'e hadi seninle değişik bir boyama yapalım dedim. Mutfaktan küçük fırın tepsimi getirip masasının üstüne koyunca şaşırdı... Aldı eline tepsiyi biraz inceledi... Tabağımıza boyalarımızı sıktık ve 4 tane boncuğuda içine attık... Hadi boya bu boncukları dedim... Sonra da içine kağıt koyduğumuz fırın tepsisinin içine attık boyadığımız boncukları ve şimdi en keyifli yerinde... Hadi salla bakalım tepsiyi diye gösterdim... Ama ahşap boncuk olduğu için kolayca yuvarlanmadı tepsimiz de maalesef , gücü yetmedi onları iyice sallamaya minik meleğimin :) Bende yardım ettim ve boncuklar yuvarlanıpta kağıtta şekiller çıktıkça çok hoşuna gitti... Keyifle yaptığı aktivitelerden biri oldu bu boyama çalışması ....


Baktım boncukları tabaktan alıp tepsiye koyarken her yeri boya içinde kalacak aklıma daha önce Zeynep'le bir aktivite yaparız diye aldığım şeker maşası geldi... Hadi boncukları bununla alıp , tepsiye atalım dedim , o da hoşuna gitti... Böylece hem elleri boyayla fazla temas etmemiş oldu hemde minicik parmak kaslarını çalıştırmış olduk....


Bu şekilde 4 kağıt boyadık , gerçekten çok hoşuna gitti... Misket olsaydı daha keyifli olurdu mutlaka... Misket bulunca bu çalışmayı tekrar yapmalı...